Saturday, November 06, 2010

Tam iki haftadır aynı soru dolanıyor aklımda
Belki aklımın tellerini birbirine buruyor
Arada geçen zamanlarda aynı düşü gördüklerime de
Göz kırpmamış sayılmam

Eski bir his bulaşıyor şimdi yavaşça
Ankaranın soğuk sıcak eylül akşamları
Neyseki dünya yuvarlak
Ve aynı soruya geri düşüş

bugün 28ime girdim
Farkında olmamışım gibi
Gelmiş geçmiş iyiler kötüler
Ve ben sorar buluyorum kendimi yine de
Ne işe yarar, ne iyi eder bugün diğerinin içinden süzülür gider

Hafif bir öğün, yavaş bir zaman, tebessümlü hikayeler
Dinlemek, başkasının dinlediğini bilmek
Ve dinlendiğini
Beraber düşmek belki veya atlamak taşlı duvarlardan

Bugün 28 oldum
14 yıl önce napıyordum hatırlayamıyorum
Ama ne yapıyorduysam beni şekillendirdi
Anlatmak bunları geçmişi işe yaramıyor iyi etmiyor

İyi eden, burukluklar arasından uzanmasını bilen herhangi bir uzuv
anlık kısa tebessümlü hüzünlü
bunlar iyi geliyor
Gerçekten yaralanabildiğimizi ve yaraladığımızı anlatıyor bu iyiler

İyiler demişken ben de ne kast ediyorum bilmiyorum...

No comments: